Baharatlı Tereyağlı Popcorn

Popcorn sever misiniz?  Almanya’ da sadece tatlı popcorn var, ilk kez tuzlusunu Türkiye’ye döndüğümüzde yemiştim ve tepkim “bu ne iğrenç bir şey” şeklindeydi. Zamanla alıştım tabi ama hala sade yemeyi çok sevmem. Bizim evde popcorn ya tatlı yapılır, ya da baharatlı. Bugün baharatlı olanın tarifini vereceğim, başka zaman da tatlı olanını yazarım. Gelelim yapılışına:

Bir tavada bir yemek kaşığı tereyağını eritin, eriyince hemen ocaktan alıp kenara koyun ki yanmasın.

CSC_0441

Başka bir tencereye bir avuç kadar mısır koyup çok az yağda patlatın.

DSC_0443

Patlayan mısırların üzerine tereyağını dökün.

DSC_0446

Göz kararı tuz, karabiber ve tatlı kırmızı biber ilave edip iyice karıştırın.

DSC_0447

Tereyağlı, baharatlı patlamış mısırınız hazır.

DSC_0449

Şimdi güzel bir DVD seçin, battaniyenizi alın, sevgiliye sokulun ve bu soğuk kış akşamlarının tadını çıkarın :)

Çilekli Pavlova

20140130-233337.jpg

Geçen gün yaptığım Pavlova Sandviç’ ten sonra bir de pastasını yapmak istedim. Gereli malzemeler ve yapılışı için buraya bakabilirsiniz.

Yapılışı son kısmına kadar aynı. Tek fark, sandviç yaparken 3-4 cm çapında bezeler şeklinde pişirirken pastayı büyük ve tek parça halinde pişiriyoruz. Bunun için yağlı kağıt üzerine 20 cm çapında bir daire çizin. Karışımı bu dairenin dışına taşırmadan kağıt üzerine aktarın. Spatula ile yanlarını düzeltip ortasını hafif çukurlaştırın ve yaklaşık bir saat pişirin. Piştikten sonra fırını kapatın ve kapağını açmadan soğutun. Dilerseniz bütün gün/gece bu şekilde fırında kalabilir.

Servis etmeden 15 dakika önce  üzerine krem şanti ya da tercihinize göre çırpılmış krema sürün ve sevdiğiniz meyvelerle süsleyin. Biz ailece çilek delisi olduğumuz için mevsimi olmadığı halde çilek kullandım. Arada bir kaçamak yapılır ne de olsa. 

Bütün adımları kolayca anlamanız için kısa bir video da çektim. Belki işinize yarar :)

Afiyet olsun!

Kotunuza stil katın

Bugün çocuğumuzun kıyafetine ufak bir dokunuşla stil katalım mı? Gelin birlikte Emir’ in düz renk kotuna yeşil renkte kontrast paçayı nasıl yaptığımıza bakalım.

 20140129-231626.jpg

İhtiyacımız olan şey eski veya yeni bir kot, istediğiniz renkte bir şişe tekstil boyası- genelde büyük kırtasiyelerin hepsinde bulunuyor- ve biraz büyük bir fırça. Ben yeşil seçtim çünkü hem en sevdiğim renk, hem de Emir’ in uyku arkadaşı Mia yeşil renkli bir dinozor ve onu çok seviyoruz.

20140129-231635.jpg

Kotu ters çeviriyoruz ve paçanın iki tarafını da kıvırma yerinin biraz üstüne gelecek şekilde boyuyoruz. Her tarafını eşit boyadığınıza emin olun.

20140129-231647.jpg

Öteki paçaya da aynı işlemi uyguladıktan sonra kurumaya bırakın. Yaklaşık altı saat sonra tersten ütüleyin ve paçayı tekrar düz çevirip alttan istediğiniz kadar katlayın.

20140129-231718.jpg

Emir çok sevdi, üstüne hemen yeşil renkli dinozorlu T-shirt’ ünü ve dinozorlu çorabını giydi, Mia ile beraber pozunu verdi. Çok şeker olmadı mı :)

En kısa zamanda pembesini Defne’ ye, kendime de desenlisini yapacağım.

20140130-093900.jpg

Fotoğrafçıma Dokunma! – Ortak Yayındır

Sosyal Medya ile haşır neşir olduğumdan beri çeşitli mesleklerden birçok tatlı insanla tanıştım. Hepimizin ortak noktası annelik ve bebekler olduğu için aralarında elbette ki doğum fotoğrafçıları da var. Hepsi de işini çok severek ve çok da başarılı bir şekilde yapan bu arkadaşlarımın bir sıkıntısı var. Şu anda İstanbul’ daki birçok hastane kendi anlaşmalı olduğu fotoğrafçının dışında başka bir fotoğrafçının ameliyathane ve doğumhanede çekim yapmasına izin vermiyor.  Bu durumda hem istediği fotoğrafçıyla çalışamayan aileler mağdur oluyor, hem de doğumhaneye alınmayan fotoğrafçı arkadaşlarımız.

Facebook da var olan Doğum Fotoğrafçıları Grubu el ele vererek var olan 143 üye ortak bir kampanya ile bu duruma dikkat çekmeye çalışıyor. Konuyla ilgili olarak change.org‘da da bir imza kampanyası başlatılmış durumda. Bu kampanyanın amacı ailelerin istediği doğum fotoğrafçılarıyla özgürce çalışabilmesidir.  Ailelerin hastane, doktor, ebe, doğum koçu seçme hakkı varsa doğum fotoğrafçılarını  da kendileri seçebilmeli

 

Kampanya’ nın içeriği

Son dönemlerde çeşitli sebeplerden dolayı hastanelerin kendi bünyelerinde çalıştırdığı fotoğraf ekiplerine karşı bir duruştur.

Aileler bu dayatmadan, fotoğrafçılar haksız rekabetten dolayı mağdur olmuştur.

Fotoğraf bir sanat/estetik işidir ve bu hizmeti alacak olan kişinin bu hizmeti kime yaptıracağına kendi karar vermelidir.

Bizim karşı olduğumuz şey bu ekiplerin hastane ekibi olup orada çekim yapması değil elbette, hastanelerin ameliyathane veya doğumhane bölümüne kendi ekibi dışında başka bir fotoğrafçı almaması kısmına karşıyız.

Bu durumda aileler o ekibin estetik bakış açısını, pahasını kabul etmek “zorunda” kalıyorlar, ki bu, en özel günleri için hiç tercih etmeyecekleri bir durumdur.

Bir hastanenin anlaşmalı doğum fotoğrafçısı olmak demek çok ağır bir iş yükü olması anlamına gelir. Zamanı belli olmayan ve aynı güne, saate denk gelebilecek çekimler çok ve eş zamanlı çalışma şartları gerektirir. Çoğunlukla çok profesyonel olmayan bu ekiplerin her çekime yetişmesi de zorlaşır. Biz sırf bu sebeplerden dolayı, kendi fotoğrafçısını seçebilmek için hastanesini değiştiren aileler tanıyoruz.

Hastanelerde amatör kişiler tarafından yaşatılan olumsuzluklar için farklı çözümler üretilmeli, kişilerin seçme hakkına karışılmamalı, şart koşulmamalıdır. Ailelerin hastane ya da doktor seçme olanağı olduğu gibi fotoğrafçılarını da seçme olanağı olmalıdır.

Önerilerimiz:

Ameliyathane/Doğumhane kısmına “hiçbir” fotoğrafçı alınmayabilir.

Profesyonel olan fotoğrafçılara kart verilebilir. (Profesyonelliği kanıtlayabilmek için vergi levhası, kartvizit, web sitesi gibi kıstaslar aranabilir.)

Fikirlerinizle, imzalarınızla bize destek olmanızı bekliyoruz.

Web Sitesi: www.fotografcimadokunma.com

Facebook: www.facebook.com/fotografcimadokunma

Twitter: www.twitter.com/sanatimadokunma

Haftanın ürünleri İnstagram’ dan

Şu sosyal medya ne güzel bir şey. Sayesinde her gün yeni ürünler, markalar ve girişimciler keşfediyorum. Bugün size İnstagram’ da çok severek takip ettiğim birkaç hesaptan bahsetmek istiyorum. Hepsinin de öyle güzel ürünleri var ki, baktıkça mutlu oluyorum.

@cigds

Şapkadan uyku arkadaşına, çay fincanı kılıfından atkıya kadar örülebilecek her şeyi ören çok yetenekli bir arkadaş. Örgü ören çok kişi var ama @cigds çok farklı.

20140127-225232.jpg

20140127-225240.jpg

20140127-225248.jpg

20140127-225257.jpg

20140127-225304.jpg

20140127-225312.jpg

20140127-225319.jpg

20140127-225326.jpg

@tillytwinspants Bu yeni bir girişim ama hemen bayıldım. Yumuşacık kumaştan şalvar tipi bebek pantolonları var. Hem çok rahat, hem de çok tarz. Kızlar ve erkekler için modelleri var ama şahsen erkeklerde daha çok beğeniyorum.

20140127-225342.jpg

20140127-225349.jpg

@leileocom çok şeker el yapımı uyku arkadaşları ve takım önlükleri için mutlaka bakın. Emzik tutacaklı önlük gibi çok pratik ürünleri de var.

20140127-225357.jpg

20140127-225404.jpg

@oip çizimleriyle beni benden alıyor. Her seferinde heyecanla “acaba bu sefer kimi çizmiş” diye bekliyorum.

20140127-225411.jpg

20140127-225417.jpg

20140127-225423.jpg

20140127-225436.jpg

20140127-225504.jpg

20140127-225511.jpg

@keceinadi son zamanlarda keşfettiğim en yetenekli keçe sanatçısı, yaptığı her ürün bir şaheser.  Çocuğunuzun ya da kendi fotoğrafınızı yollayın, tıpkısının aynısını keçeden yapsın. Ya da beğendiğiniz bir çizgi film kahramanı seçin. Hepsi birbirinden güzel oluyor.

20140127-225519.jpg

20140127-225531.jpg

20140127-225525.jpg

20140127-225537.jpg

20140127-225556.jpg

20140127-225549.jpg

Nasıl ama?

Çilekli Pavlova Sandwich

Eşimin en sevdiği tatlılardan biri bezedir. Ben hiç sevmezdim, ta ki bana kendi elleriyle çilekli Pavlova hazırlayana kadar.

20140126-203637.jpg

Hemen tarifini istedim ki kimse bu güzellikten mahrum kalmasın. Misafirlere de yapabileceğiniz bu lezzetli tatlıya herkes bayılacak.

Gelelim malzemelere:

6 yumurta akı

300 gr pudra şekeri

1 çorba kaşığı un

1 çay kaşığı nişasta

1çay kaşığı elma sirkesi

yarım çay kaşığı vanilya şekeri

Yapılışı:

Yumurta aklarını krema kıvamına gelene kadar mikserle çırpın. Bir kaşık alıp ters çevirince akmıyorsa doğru kıvamı tutturmuşsunuz demektir. Pudra şekerini azar azar ilave ederek mikserle karıştırmaya devam edin. Nişasta, vanilya ve unu da ekleyip çırpın. Bütün malzemeleri yavaş yavaş eklemelisiniz ki kıvamı bozulmasın. Önemli olan kaşığı ters çevirdiğiniz zaman kalıp gibi durup akmaması. En son sirkeyi ekleyip kaşıkla dikkatlice karıştırın.

Karışımı yağlı kağıt üzerine aralıklarla 3-4 cm çapında daireler şeklinde sıkın ve önceden 250 C’ de ısıttığınız fırının orta katına koyun. Kapağı kapatınca ısıyı hemen 120C’ ye düşürün. yaklaşık bir saat üstü hafif kızarıncaya kadar kontrol ederek pişirin.  Fırının kapağını açmadan soğumaya bırakın.

20140126-203655.jpg

İyice soğuyan Pavlovayı ince bir bıçak yardımıyla ortadan ikiye bölün ve bir kat krem şanti üzerine dilimlenmiş çilek ekleyin. Çileklerin üzerine bir kat daha krem şanti ekleyin ve kapağını kapatın.

Hem çok hafif hem de inanılmaz lezzetli tatlınız hazır. Eşim bir tepsi dolusu yaptı ve yaklaşık on dakika sonra tabakta sadece kırıntılar vardı.

Şimdiden afiyet olsun :)

20140126-203848.jpg

Kadın Cinayetlerine Dur De!

Bu yazıyı aslında on gün önce yazmam gerekiyordu ama tam Münih’ e giderken haberim oldu ve ancak yazabiliyorum.

Ülkemizin kanayan yaralarından biri kadın cinayetleri. Hemen hemen her gün bir kadın eşi tarafından ölesiye dövülüyor ve hatta acımasızca öldürülüyor.

Kadın cinayetlerine dur demek ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için bir imza kampanyası oluşturulmuş. Bu kampanyaya kızlarımız için, kadınlarımız için hepimiz destek vermeliyiz.  8 Mart a kadar 25.000 imza toplamak üzere  http://www.change.org/tr/kampanyalar/stop-the-murder-end-femicide-in-turkey-kad%C4%B1n-cinayetlerine-dur-de tıkla ve  oy ver. Ben şahsen bu sayıyı el birliğiyle katlayabileceğimize inanıyorum. Siz de blogunuzda ya da sayfanızda duyurun ki ses getirsin. Bu konuda sadece kadınlardan değil, en çok da erkeklerden destek bekliyorum.

Kampanyanın içeriği şöyle :

8 Ocak’ta başlattığımız bu kampanyayla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kadar 25,000 imza toplamak istiyoruz. Lütfen siz de imzanızla devleti bu önemli konuda görevini yapmaya çağırın.
Launching our campaign on January 8, we are determined to collect 25,000 signatures by March 8, the International Women’s Day. Please sign our petition to call upon the Turkish Government to deliver on its promise of protecting women.
(Please scroll down to read the petition in English)
      Dünya Ekonomik Forumu’nun toplumsal cinsiyet eşitliği verilerine göre Türkiye, eşitliği sağlamakta 134 ülke arasında 126. sıradadır. Son 7 yılda Türkiye’de kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış ve 2005 yılından bu yana 4000 kadın şiddete kurban gitmiştir.
         Bu ilanla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı görevini yapmaya, kendi hazırladıkları Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Eylem Planı’nın baş uygulayıcısı ve takipçisi olmaya çağırıyoruz. İnanıyoruz ki, bu plan gerçek anlamı ile uygulanır ise ülkemizin hayati problemi haline gelmiş olan Kadına Karşı Her Türlü Şiddetin önüne geçilebilecektir.
         Eylem Planının Hedefleri: Yasal Düzenlemeler Yapmak, Toplumsal Farkındalık Yaratmak ve Zihniyet Dönüşümünün Sağlanması, Koruyucu Hizmet Sunumu ve Şiddet Mağdurlarının  Güçlendirilmesi, Sağlık Hizmetlerinin Sunumu, Kurumlar arası İşbirliğinin Sağlanmasıdır.
         2006 yılında, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele devlet politikası haline getirilmiş olmasına rağmen Türk hükûmeti bu politikayı hayata geçirmediği için ölen kadın sayısı gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. Sadece kağıt üzerinde kalan yasal düzenlemeler nedeni ile şiddete maruz kalan kadınlar valiliklerin, emniyetin, savcılıkların kapılarından elleri boş ve daha çaresiz olarak geri çevrilmektedirler.
         Kimisi boşanmış oldukları eşleri tarafından, kimisi eski sevgililerinin ellerinde, kimisi ailenin erkek bireylerince katledilen bu kadınların ölüm sebepleri, yaşları kaç olursa olsun ayni. Kıskançlık, kendi hayatına kendi karar vermek istemesi, anlaşmazlık, sözde namus davası.
         Lütfen, vereceğiniz imzalar ile giderek artan kadın şiddetinin önüne geçmek için atacağımız adımda yardımcı olun ve bu önemli konuda Türk hükümetini görevini yapmaya çağırın.

Kendime Not

Defne iki hafta sonra beşinci, Emir de bir ay sonra üçüncü yaşını kutlayacak. Uzun zamandır söylediklerini ve yaptıklarını not almıyordum, ileride unutmamak için bunu daha sık yapmam lazım. Özellikle de en komik ve sevimli oldukları yaşlarındayken. Haydi Defne ile başlayalım.

Defne yaşının da verdiği olgunlukla bu aralar bayağı uslandı. Hala çok hareketli ama artık laf dinliyor. Önceden aynı şeyi otuz defa tekrarlatırdı ama artık beş kere demem yetiyor :P

Bu aralar televizyona çıkmakla bozdu kafayı. Her gün bıkmadan usanmadan ne zaman çıkacağını soruyor. Televizyona çıkmadığı zamanlarda da konserler veren bir şarkıcı olmak istiyormuş.

Selena Gomez ve Justin Bieber hayranı, hatta onlar ölmeden acil Amerika’ ya gitmesi gerekiyormuş. Bu arada herkese Justin ve Selena’ nın Amerika’da teyzesinin evinin arkasındaki evde oturduklarını anlatıyor.

Emir’ le küçük bir anne gibi ilgileniyor. Onu her şekilde idare etmeye çalışıyor. Hatta bu hafta yurt dışından döndüğüm gece ikisi de benimle uyumak istedi ama Emir haydutu izin vermedi. Tam olmaz, hep beraber uyuyacağız diyecektim ki, Defne büyük bir olgunlukla “annecim, sen önce Emir’ i uyut, o şimdi çok üzülür, ağlar. O uyuyunca benim yanıma gelirsin” diyerek olayı çözdü.

Çok meraklı, hiç durmadan soru soruyor. Hatta o kadar soruyor ki, hiç susmuyor. Bazen ne cevap vereceğimi şaşırıyorum.

Her gece dua ediyor ” Allahım, beni koru, annemi, babamı, kardeşimi koru, kuzenlerimi teyzelerimi ve enişteleri koru, anneanne ve dedeleri koru, bütün arkadaşlarımı ve ailelerini koru, hasta çocukları koru. Amin.”

Emir ‘ in yakın zamana kadar süren süpürge tutkusunun yerini inşaat makineleri tutkusu aldı. Öyle ki hiçbir inşaatın yanından yarım saatten önce ayrılamıyoruz. Youtube’ da çizgi film yerine inşaat makinelerini izliyor. Doğru olmadığını bilsem de bazen sevmediği sebzeleri o şekilde yedirebiliyorum.

İnşaat makinesiyle oynamadığı zamanlarda ahşap treniyle oynuyoruz. Tren yerine Hennn diyor, o ayrı.

Su yerine fııı (ağzıyla suyu çekermiş gibi bir ses çıkarıyor) Aslında su diyebiliyor ama kesinlikle istemiyor

Corn Flakes yerine Bup Mamam

Gemi yerine Emi

Taş yerine Taç

Defne yerine Dabiyap ,hatta onun da kısaltması olan Dayyi ya da Dayya veya Dayiko

Kaplumbağa yerine Dap Dap Dap

Güneş (yardıma gelen kız) I-gı

Araba – Ababa ya da Kınkın

İpek (Gülderen’in kızı) – İp

İsmini söyleyemediği birine çocuğunun adını ve arkasına anne, mesela İp anne

Ben yerine Da

Hayır yerine ı-ıh diyor. Mesela İşe gideceğim deyince işe git ı – ıh diyor. Ya da su iç ı- ıh.

Nar – Nan

Şimdilik bunlar geldi aklıma. Bundan sonra daha sık not alacağım, çok çabuk büyüyorlar.

20140123-010721.jpg

Sömestr tatilinde ne yapılır?

Önümüzdeki iki hafta birçok okul sömestr tatiline giriyor. Bizimki hakkında henüz bir fikrim yok, yarın sorup kapanmayacak demelerini umuyorum ama ne olur ne olmaz her gün dışarıda olmaya alışmış olan iki canavarla hazırlıklı olmam lazım. Daha sonra kafayı yememek için şimdiden plan yapmak lazım, değil mi?

O halde bu iki mini canavarla yapılabilecek şeylere bir göz atalım, belki sizin işinize de yarar.

1) Şirin Çarşı’ nın birbirinden eğlenceli atölyeleri var:

İletişim için: 0532 373 20 04

2) İyi Cüceler’ in hem burnumuzun dibinde olması, hem de çok güzel aktivitelere ev sahipliği yapması şahane. Anneler yeni açılan Kafemtrak’ta çay kahve içerken, çocuklar eğlenceli aktivitelere katılabiliyor.

21 Ocak Salı 11:00 Okuma saati
22 Ocak Çarşamba 11:00 EBEVEYN ETKİNLİĞİ / Leonardo Sanat Galerisi Kurucuları Füsun Anıt ve ressam Buket Anıt Barlass ile kahvaltılı söyleşi: “Resim Eğitimine Ne Zaman, Nasıl Başlamalı?” (ücretsiz)
23 Ocak Perşembe 11:00 Elişi Atölyesi: Parmak Kuklalar (2-4 yaş / 20 TL )
25 Ocak Cumartesi 16:00 Cupcake Atölyesi (3+ / 30 TL )
26 Ocak Pazar 16:00 Ayın Kitap Şenliği: Değnek Adam (3+ / 30 TL) (ancak yedek kayıt alabiliyoruz)
27 Ocak Pazartesi 11:00 P&M Dialogues “Self-esteem” seminar (English version) / (parent activity / 60 TL)
28 Ocak Salı 11:00 Kitap Hazine Avı (4+ / ücretsiz)
30 Ocak Perşembe 11:00 Masal Dramatizasyonu ve Yüz Boyama: YKY Kış Masallarından “Dört Kardeş” (4+ / 30 TL)
1 Şubat Cumartesi 16:00 Ahşap Boyama Atölyesi (3+ / 25 TL)
2 Şubat Pazar 16:00 Özge Lokmanhekim ile “Dünyayı Keşfediyoruz” Seyahat Kitabı Okuması ve Etkinliği (3+ / ücretsiz)
4 Şubat Salı 11:00 Music Together Koordinatörü Yapıncak Okyar ile Hikaye Saati (karma yaş / ücretsiz)
6 Şubat Perşembe 11:00 Cupcake atölyesi (4+/ 30 TL)

İletişim için:
0216 385 91 11
info@iyicuceler.com

3) Rahmi koç Müzesi:

Burada çocuklar, antika otomobile binebilir, gerçek bir uçağın kokpitinde oturabilir veya bilimsel bir deneye katılabilirler. Ayrıca hafta sonları drama, resim çalışmaları, oyun ve deney seti faaliyetlerine belli bir ücret karşılığında katılabilirler.

İletişim için: 0212 369 66 00

4) Turkuazoo:

Türkiye’ nin ilk dev akvaryumunda bizimkiler inanılmaz eğlenmişti. Tekrar tekrar gitseler hiç sıkılmayacakları bir yer.

İletişim için : 0212 640 27 40

5) İTÜ BİLİM MERKEZİ KIŞ OKULLARI

Bizim için uzak ama Avrupa yakasında oturanlar için çok güzel bir alternatif. Çocuğunuz küçük bir mucit ise, 27 Ocak- 7 Şubat  tarihleri arasında Eğlen Bilim’den 4-6 ve 7-11 yaş aralığına yönelik birbirinden farklı kış bilim okullarını kaçırmayın.

7-11 Yaş Grubu : İster Temel Bilimler, ister Arkeoloji, ister Elektronik, isterseniz Model Uçak! Artık hepsi tek bir programda sizleri bekliyor…  Programında Enerji ve hava atölyeleri, hareket ve aerodinamik deneyleri gibi bir çok bilim atölyesi ve eğlence aktivite barındıran, bunun yanında İstanbul’da Havacılık Müzesi ve Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi gezilerini de içeren, hafta içi hergün 10:00-16:00 saatleri arasında toplam 10 gün süren bir temel bilim- eğlence okulu.

4-6 Yaş Grubu  Türkiye’de  4-6 yaş grubundaki minik meraklılar için de artık eğlence dolu bir bilim okulu var!  Bu okul içinde baloncuklardan kuklalara, zevkli ışık-gölge oyunlarından basit robotlara kadar birçok bilimsel konu, eğlenceli bir atmosfer içinde sunuluyor. Aktivitelerde her şey çevrenin ve doğanın algılanmasına yönelik, fikir üretme temeline dayanıyor.Havacılık Müzesi ve Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi gezilerini de içeriyor, hafta içi hergün 10:00- 16:00 saatleri arasında toplam 10 gün süren bir temel bilim- eğlence okulu. Kursun sonunda katılımcılar Minik Mucit sertifikası ile ödüllendiriliyor.

Servis imkanı da varmış.

Kayıt ve servis bilgisi için;  
bilimokullari@itu.edu.tr
Tel: 05548888913 – 02122516013

 
6) İstanbul Oyuncak Müzesi: 
 
Burası da burnumuzun dibinde olan bir yer olması sebebiyle mutlaka ziyaret edeceğiz. Tatil için etkinlik takvimini henüz siteye eklememişler ama mutlaka hafta sonuna kadar açıklanır.
 
İletişim için : 0216 359 45 50 – 51
 
 
7) Santral İstanbul
 
Burası hem müze, hem sergi, hem de etkinlik alanı. Giriş ücretsiz ve her hafta sonu çocuklar için aktiviteler oluyor. Web sayafası şu anda bakımdan geçiyor, o yüzden sömestr programı için telefon açıp bilgi alabilirsiniz.
 
İletişim için : 0212 311 50 00
 
 
8) Belgrad ormanı :
 
Bu kadar kapalı mekan önerisi yeter. Hava güzel olursa Belgrad ormanında piknik yapmak da harika bir alternatif. Çocuklar açık havada hem enerjilerini atabilirler, hem de iyice acıkıp piknik yapabilirsiniz.
 
 
9) Miniatürk :
 
Ülkemizdeki birçok yapının minyatürünün bulunduğu bu açık hava müzesinde Truva atı, Halikarnas Mozolesi, Osmanlı kalesi, Ekspress Tren, labirent ve satranç alanı, Go-kart pisti ve trambolin bulunuyor. Fiyatlar gayet makul.
 
İletişim için: 0212 222 28 82
 
 
 
10) Snowpark Torium:
 
Resmen bahar mevsimi yaşadığımız şu günlerde kar özlemi çekenler Torium AVM’nin içindeki Snowpark’a gidip çocuklar gibi eğlenebilir.  Giriş ücreti 20 TL, öğrencilere ise sadece 15 TL. Bu fiyata kar kıyafeti, kar botu ve eldiven de dahil.
 
İletişim için: 0212 699 90 50
 
 
Listem hazır ama ben yine de bizim okul kapanmasın diye dua edeceğim :)
 
 

Gripten korunmanın yolları

influenza-freddoBu yıl grip virüsü gümbür gümbür yayılıyor. Kime sorsan Influenza A ile boğuşuyor. Bütün hastaneler dolu, çocuklar okula gidemiyor. Haftalardır Defne’ nin okulunda sadece 13-14 çocuk gelebiliyor, normalde 60 kişiler.

Grip salgınından korunmak için yapabileceğimiz iki şey var. Ya sonbahar aylarında aşı olacağız – ki herkes bunu tercih etmiyor ama ben oldum- ya da bağışıklık sistemimizi güçlendireceğiz. Bunun için yapmamız gerekenler aslında basit.

Hareket etmek: Kışın da hareket halinde olmalıyız. Haftanın en az 2-3 günü, mümkünse açık havada spor yapmamız gerekiyor. Hava size tam tersini söylese de içinizdeki tembel tavuğu bir kenara bırakıp koşu ayakkabılarınızı giyin ve kendinizi dışarı atın. Eğer kendinizi bunun için kesinlikle ikna edemiyorsanız bir spor salonuna gidin ya da yüzün.  En kötü ihtimalle televizyonlardaki ya da oyun konsollarındaki spor programlarından faydalanabilirsiniz. Bunlar bütün gün koltukta oturup sağlığınızı riske atmaktan daha iyi.

Beslenme: Özellikle sonbahar ve kış mevsimlerindeki hastalık bulaşma riskinden dolayı bu mevsimlerde beslenmenize daha da dikkat etmelisiniz. Bunun için mümkün mertebe doğal yiyecekler tüketin. En iyisi makarna, beyaz ekmek ve şekerlemeler gibi sağlıksız gıdaları alış veriş listenizden silin ve bunların yerine sebze, meyve ve et tüketin. Eğer tükettiğiniz gıdalardan yeterince vitamin aldığınızdan emin değiseniz, doktorunuza danışarak Vitamin C takviyesi alabilirsiniz. Vitamin C bağışıklık sisteminizi güçlendirmede çok faydalıdır.

Dinlenme/Gevşeme: Stres bağışıklık sistemimizi kötü etkiler. Bu nedenle sık sık dinlenmeye ve gevşemeye dikkat edin.  Yoga ve meditasyon vücudumuzu dengede tutmak için çok yararlıdır.

İşe yaraması için bunların hepsini dengeli bir biçimde ve sürekli yapmak gerekiyor.

Herkese sağlıklı günler dilerim.